AZ

İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞI’NDA TÜRKİYE’Yİ BEKLEYEN TEHLİKELER! - Vətən Naminə

Bütün xəbərləri reklamsız oxumaq üçün qeydiyyatdan keç və ya login ol. Günlük ölkədə baş verən xəbərləri bizdən izlə.

">

11 Ekim 2023 Tarihi’nde gazetelerde yayınlanan “Hamas İsrail Savaşı’nda bizi bekleyen Tehlikeler” adlı köşe yazımı, sadece başlığını değiştirerek, ekleme yapmak istesem de; yaziyi uzatmamak adına hiçbir ekleme yapmadan tekrardan yayınlama gereği duyuyorum:

Geçen ki yazımda, İsrail-Hamas Savaşı diye adlandırılan bol sivil katliamlı kanla yazılan; özellikle de çocuk kanıyla altı çizilen tiyatronun planlı olduğunu çok ta ayrıntıya girmeden yazmıştım.
Biraz daha ayrıntıya girip bunu da yazdığım için bazı kesimleri iyice çileden çıkarıp bazılarına ise zaten ağızlarına pelesenk olmuş bu adam deli sözünü tekrarlanmasına vesile olayım deyip ikinci bölümünü yazıyorum.
Rahatça uzanıp okuyun demeyeceğim, ne konu rahatça uzanıp okunacak konu değil!
Geçen yazımda belirtmiş olduĝum amaçlara;
emperyalistlerden yana cımbızla haklı sebep bulmak için hazır bekleyen uluslararası kuruluşlar; hangi algı kurumu olursa olsun güya sebepler arayanlar, gözlerini istediklerini görmek dört tane gözlük takıp, dört gözle bakanlar varken, gerçeğin ne önemi var ki;
Bu planlar kokteyl olarak, algı sonucu insanlara bol şırıngayla damardan öyle veriliyor ki, gerçek bile belirli bir zaman sonra gerçek olmayandan ayrılıyor.
Bu yüzden;
Hamas, CIA ve MOSSAD tarafından, kurulup yönlendirildi denirse, bunu söyleyene ayıp olmasın diye şaşırır gibi yapar ama hiç şaşmam.
CIA ile ortak çalışan MOSSAD aylarca yapılan hazırlıklardan haberdar olmaması mümkün değil.
Burnunuzu nereye çevirirseniz çevirin; Planlamayı yapanların ve bunu göremezliğe gelenlerin, planlamayi yaparken kullanmış olduğu tuvaletten gelen koku tuvaletten çıktıktan sonra bu kokuya karışan burunları yakan sivil kanıyla karışarak acı çektirerek bizleri rahatsız ediyor.
Yakın veya orta vadede savaşlara gebe olduğuna inandığım bu koku sadece Gazze ve İsrail’de mi kalacak!
Sanmıyorum!
Lafı daha fazla uzatmadan, bize ne olur; bizi ne derece etkilerin olabilecek potansiyel tehlikelerini anlatmaya çalışayım.
1- İsrail İran’ı vurursa, İran İsrail’e savaş açar. Bu durumda, ABD’nin düşmanı Rusya ile arası iyi olan Nato ülkesi Türkiye tarafsız kalamaz; Azerbaycan ve Türk Devletleri de tarafsız kalamaz.
İsrail’de yana olsan, İran’da yaşayan muhtemelen olabilecek savaşta ön saflarda İran’ın savaştiracağı otuz milyon soydaşlarımıza ya silah sıkacağız ya da silah sıkılmasına vesile olacağız.
Ölenlerin çoğu bu yüzden Türk olacak.
Özellikle de Azerbaycan’daki İsrail sevicileri iyi okudunuz mu birinci maddeyi. Bu kurşunu sıkan el de İsraillilerin olacak, İsrail’in silah sıkan elini az çok okşayan el de bizim elimiz!
– İran’daki savaştan kaçanların çoğunluğu ya Azerbaycan’a ya da Türkiye’ye gelecek. Uluslararası hukukta bunları ülkene almanı emrediyor.
Gelecek olan mülteci sayısı en az on milyon!
Az mı!
Türkiye’deki altı milyon mülteciden dolayı yıllardır nasıl gònderirizin yaygarasını koptuğunu; Türkiye’de ekonomik,sosyolojik olmak üzere birçok sıkıntılar oluştuğunu ve Azerbaycan’ın nüfusunun da sadece dokuz milyon olduğunu hatırlatırım.
3- Irak ve Suriye’de koşullanan İran’ın terör örgütleri İsrail ve ABD tarafından vurulup kaçırmak zorunda bırakılır. Boşalan yerlere PKK türevleri yerleştirilir.
Sizce olmaz mı?
Yıllardır, on binlerce tır silahı verip; teröristleri üst rütbeli generalleriyle devlet bazında boşuna mı eğittiler!
Sonra ne mi olur, buradan devam edeyim mi?
Buraya PKK türevleri yerleştirildikten beş on sene sonra, Hatay’dan Azerbaycan’a kadar Türkiye’nin güneyinde, ABD güdümlü PKK bağlantılı, İsrail’e koltuk değneği olacak bir Kürt devleti kurularak nükleer silah dahil bütün silahlarla donatılmış, sınırımızın dibinde Amerikan üsleri kurdurularak Türkiye baskı altında tutulur.
Türk korkusu olan emperyalistlerin, dağılan İran’da bir Türk Devleti kurduracağını mı sanıyorsunuz!
Turan, Türk Birliği fazla değil en az elli yıl öteye gider.
Kurulacak emperyalist devletlerin oyuncağı PKK türevi Kürt devleti sayesinde emperyalistlerle komşu oluruz.
Peki, bu yeni komşuların senin Zengezur Koridoru’nu açmanı ister mi?
Karabağ Zaferi’ni hazmedemeyen bu zirzoplar Karabağ’la ilgili oturulan nihai barışı sağlayacak barış antlaşması ićin kurulan barış masasında senden yana olur mu?
Ruslar’la ortak çalışan İran’a karşı öyle veya böyle cephe oluşturarak Rusya’yı da karşına almışsın; Türkiye ve Azerbaycan masada ve bölgede yalnız kalır; emperyalistler kendi imzaladığım uluslararası anlaşmaları bile saymıyorum işgalcinin, aldığın Karabağ topraklarından çık çıkmazsan müdahale ederiz derler.
Savaşa girse de girmese de Türkiye savaştan çok etkilenir.
Bu yüzden;
Bu durumda bilmem kaç tane emperyalistle Savaşın getirdiği yüklerden etkilenen Türkiye bu kadar emperyalistle uğraşamaz ve o kadar Şehit vererek aldığımız Karabağ topraklarını tekrardan Ermenilere altın tepside vermek zorunda kalırız.
Karabağ Savaşı’nda İran Ermenilere yardım etti biz de insan İran’a düşmanız ya!
Haklısınız, haklıyız!
Kabul,İran, Ermenistan’a dosttu;
peki, bu kukla Kürt devleti yıllardır beslendiği ipi de Türkleri sevmeyen, Türk Birliği’ni istemeyen emperyalistlerde olduğu için onlarda Ermenilerle dost olmaz mı?
Öyle bir olur ki;
Hem de İran’ın dostluğunun ötesinde evlilik benzeri bir dostluk!
– İsrail, Kara gücü olarak üstün deĝil; nükleer silah, teknoloji ve hava kuvvetleri olarak üstün. Savaş ve harekat esnasında birliklerinin geneli, mesleği askerlik olmayan başka işlerde çalışan gönüllü kişilerden oluşur. Bu yüzden de kara harekatına girerken ve elde ettiği topraklardaki askerin güvenliĝini düşünür. Kendisine yapılacak füze roket saldırılarında Sivil halkını uzun süre sığınaklarda sakladıĝında, ekonomisinin uğrayacağı; vatandaşlarında oluşacak ekonomik ve psikolojik zararın kendisine olumsuz döneceĝini de düşündüĝünden uzun sureli savaşı göze alamaz.
Ölen benden olmadığı müddetçe ha köpek olmuş ha insan mantığıyla yakıp yıkarak kısa sürede savaşı bitirmeye çalışır.
Bunu yaparken de nükleer silah kullanmaktan çekinmez.
Çünkü küçük bir derlet olduĝundan bir defa bile savaş kaybetme lüksü yok!
Bu arada, siz, hidrojen bombasının gücünü ve İran’a atıldığı zaman İran’daki kaç on bin soydaşımızın öleceĝini, sakat kalacağını hic düşündünüz mü?
Öyle ya mermi, yöneldiği kişiye adres sormama özelliĝi varsa; nükleer silahında on binlerce insana, sadece adres değil, milliyet, cinsiyet, yaşta sormama gibi özelliği var.
Peki tarihte hiç kullanılmamış ama kullanılan atom bombasından on bin kat daha güçlü olduĝu tahmin edilen Hidrojen bombasının yakınındaki Türkiye’yi ve Azerbaycan’ı ne derece etkiler tahmin edebiliyorum musunuz?
Ne yalan söyleyeyim ben edemiyorum; etmekte istemiyorum!
Peki, Ortadoĝu denilen bu bölgede savaş çıkartma mantığının Hristiyan ve Yahudi dini inancıyla da güçlendirilerek dini gerekçeyle de temellendirildigini hiç düşündünüz mü?
Bu kadar da olur mu deyip te inanmayanlara, Evanjelizm ve Armagedon Savaşı nedir Googl’da bir baksın derim!
Sizi bilmem de ben bu kafaya;
Hastalıklı, Armagedon Savaşı çıkarma kafası da diyorum!.
Hiçbirşey plansız olan bir şey değil!
Bakın size çok yakın zamanlarda olanlarla bir kaç hatırlatma!
Kosova-Sırbistan gerginliği
SİHA’mızın Amerikalılar tarafından düşürülmesi
İçişleri Bakanlığımız önündeki patlama
Afganistan’a. HAMAS’tan tavır alır almaz yaşadığı büyük deprem,
Ne alakası var mı diyenlere; alakası yoksa da arka arkaya gelmesi ne kadar manidar derim!
Büyük bir oyun oynanıyor. Bunu Devletimiz iyi görüyor.
Ben bu konuda; zayıf bir fedai olarak ta olsa Devletimin, Devlet aklına güveniyor ve bilimsel akılcıl siyaset mantığıyla tarafsız kalarak taraflara metanet telkin etmesini destekliyorum.
Son söz: Özellikle Azerbaycan’da İsrail Bayrağı alıpta burnunu ucunu göremeyip İsrail sevicileri var ya, bu sözüm onlara:
Şunu bir düşünsünler;
Her türlü kurumu olan, her yerden bilgi alan, koskoca Türkiye, Azerbaycan, siz kadar kafası çalışmadiĝından mı taraf olmuyor; yoksa, siz Türkiye ve Azerbaycan’dan daha fazla kafanız çalıştığınızdan mı taraf oluyorsunuz?
Hadi cevap verin!
Ve;
Hadi bu yazımdan sonra da alın elinize İsrail bayrağını İsrail, İsrail diye bağırın veya zahmet olmasın kaldırmayın kıçınızı, oturduğunuz yerden, yanlış konuşuyor diyemediğiniz; İran’dan yazıları kaç defa siber saldırıya uğramış, İran’a defalarca küfür ettigi için İran tarafından sevilmeyen ben veya ben gibilere daha önce de yaptığınız gibi İran Ajanı deyin geçin!
Şu bir gerçek;
Çok büyük bir oyun içerisindeyiz!
Allah, devletimizi, ordumuzu korusun!
Barış, saĝlık, huzur, saygıyla kalın!

BARIN Hasan Alioĝlu
Gazeteci, Tarihçi Araştırmacı Yazar

Seçilən
236
Mənbələr
Şərh ()
Bağla